|
 |
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
YANLIZLIK MI? |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
YALNIZLIK MI?
(09.12.2011 Cuma)
Yalnızlık nedir? Nasıl yaşanır hiç düşündünüz mü?Bazen kocaman kocaman binalar da o kadar kalabalık içersinde yalnız kalmak.Bu yazıyı yalnız yazıyorum.Yalnızlığı hissetmek için.
Dışarıda kar yağıyor,akşam saat 19:50 evlerin ışıkları geceye inat karanlığı aydınlatırcasına parıldıyor.İnsanlar yorgun argın evlerinin kapısından birer ikişer girerken sevdiklerinin yanına sıcak yuvalarına.Şehri bir duman bulutu sarmış ve kimseler kimseleri düşünmez bir halde.Bir çoğumuzun evinin kapısında soğuktan tir tir titreyen bir kedi yavrusu,kapı lambasının önünde bir serçe kuşu.Çaresiz ve muhtaç.Asıl derdimiz değil belki ama yine de bakmadan edemiyor öylece gözlüyoruz.Onlarda bir çoğumuz gibi yalnız ve yalnızlık yazı olmuş alnına.
Sabahın ilk ışıklarını bekleyen gözlerle bakabilsek hayata belki herşey ne kadar güzel olur.Sımsıcak yatağımızdan uyanırken rahatça, geceyi yalnız geçirenleri kaçımız düşünürüz..Belki de hiçbirimiz..Günlerdir ilimizde sobadan zehirlenen ve hayatlarını kaybeden insanlarımızın haberlerini okuyoruz ve ateşin sobaları değil de ocaklarımızı yakmışçasına.Bazen 14 yaşındaki bir evladımızı,bazen 65 yaşındaki dede ve ninelerimizi. Bazen yalnız ayrılıyorlar aramızdan, bazen de bizi yalnız bırakıyorlar. İnancımız gereği kader ve alın yazısı bu olayların üzerini örtse de onların bu durumundan hiç mi sorumlu değiliz sizce.
1980'li yıllarda İstanbul'da hatırlıyorum da hasta olsak komşularımız eve yemek getirirdi,hal hatır sorarlardı,mahalledeki yaşlılar hepimizindi.Ellerinde poşet görsek yarışırdık almak için.Gece ışıkları yanmasa kapısını çalardık,odununu çeker ,kırar,sobasını yakardık. Düğünümüzde, ölümüzde bizimdi tanısın tanımasın. Kısaca yalnızlıktan kimse ölmemişti,sabaha kadar başında bekleyen bulunurdu.Ne tuhaf o günleri andıkça duygulanırım.Ben ve benim kuşağım 10 yaşlarındaydık ve hiçbir şeyin bu günlerdeki gibi kirli olacağını düşünemeyecek kadar temizdik.Bu gün sadece değerlerimizi değil ,kendimizi de havamızı da kirlettik.Yaşam kaynağımız olan soluduğumuz hava bizi öldürecek duruma geldi.
Kısacası yaşadığımız dünyayı kirletmek için çok ama çok çaba sarf ettik.Öncelikle bu durumu düzeltecek ve bu bilinçle hareket edecek insanların varlığı güçlü kılıyor umutlarımı.Öğrencilerimize atık ve geri dönüşüm bilincini öğretmenin yanında onlara unutmaya yüz tutan hatta unutulan değerlerimizin farkına varmasını da öğretelim.Gelin çocuklarımıza sıcak odasında uykuya geçmeden önce hemen yanıbaşında;
Şu an kaç kişinin sobasının yanmadığını yada kaç kişinin aç yattığını düşünmesini isteyin.Belki de söndürdüğü lambanın son ışığı olacağı insanların olduğunu bilmesi bu konuda harekete geçmesine neden olabilir.Eğer çevresinde sobalı evler varsa hele ki soba yakan yaşlı birileri varsa en azından tehlikeli günlerde kapılarını çalabilmeli,bacasını gözleyebilmeli bunu bir insanlık görevi olarak görmeli.
Eğer öğrencilerimizin bir olumsuzluğu ya da kötü giden bir olayı çözmede bir an olsun tereddüt etmedikleri an, görevimizin tamamlandığı ve bayrağı emin ellere teslim edeceğimiz andır ve O an çok yakındır. Görevlerimizi en iyi şekilde yapmamız dileği ile.
KUÇ EP
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ |
|
|
|
|
|
 |
|
Facebook beğen |
|
|
|
|
|
 |
|
SON FAALİYETLER |
|
|
|
|
|
|
KAYSERİ ÇOCUK OYUNLARI ve SPOR KULÜPLERİ İL TEMSİLCİLİĞİ |
|
|
|
|
|
 |
|
ÇEVRE BİZİM İÇİN ÖNEMLİ |
|
|
|
|
|
 |
|
TARİHTE BU GÜN |
|
|
|
Bugün 16 ziyaretçi (29 klik) sitemizi ziyaret etti. |